Tekel kelimesini heceleyerek baktığımızda ‘tek-el’ yani tek elden piyasanın yönetilmesi anlamına gelmektedir. Bunu açarsak; tek elden satıcının, çok sayıda alıcıyla buluşmasıdır. Bu piyasayı anlamanın iki şartı var. Birincisi malın veya hizmetin üreticisi ya da satıcısı tektir. İkinci olarak malın veya hizmetin bir benzerinin üretilmesi ya kısıtlanmıştır ya da imkânsızdır.
Kısıtlamanın yapıldığı piyasalarda rant ortaya çıkmaktadır. Rant kelime anlamı kira demektir. Kira, bir mal veya hizmeti kullanmanın zamana göre değeridir. Rantlar yapay olarak yaratılırsa; ülkede refahın azalmasına, köhne yapıların ortaya çıkmasına, kaynakların ve sermayenin heder olmasına, değişimin engellenmesine sebep olurlar. Rant sahibi çevreler çıkarlarını korumak ve kollamak isterler. Bunu yapmak için yasa dışı işlere; rüşvet, adam kayırma, tehdit, silahla yaralama, insan öldürme… vb. gibi yöntemlere başvurmaktadırlar. Eğer destek alabilirlerse siyasilerin ve devletin bu işlere ön ayak olmasını istemeye kadar gitmektedir. Nitekim bu tür gelişmeler geçmişte birçok olayda yaşanmıştır. Toplumun hemen hemen her kesimini etkilemiştir. Bu türden piyasaların oluşmaması için aksak rekabet eden piyasalara büyümeden müdahale edilmesi gerekir.
Tekel Piyasası Nerede?
Biraz düşündüğümüzde son haftaların gündemindeki taksiciler aklımıza geliyor. Taksi piyasasını incelediğimizde tekel piyasası açık bir şekilde görülmektedir. Belirttiğimiz şartların ikisi de oluşmaktadır. İkincideki kısıtlama devlet eliyle getirilmiştir. Devlet eliyle getirilen sınırlama herkesin kullanılabileceği bir kısım hakların özel kişi ve kurumlara verilmesidir. Buradaki sınırlama hem plaka hem de taksi ücretlerini yapay şekilde yükseltir. Eğer plaka sayısı sabitlenirse sanki altın madeni bulmuşcasına fiyatlar anormal derecede yükselir. Böylesine uygulama çıkar çevrelerinin iştahını kabartır ve rantın olumsuz sonuçlarına sebebiyet verir.
Taksi Sayısı Yeterli Mi?
Sorunun cevabı HAYIR. Çünkü İstanbul'daki taksi sayıları 52 yıl önce yani 1966 yılında yapılan ihale ile yaklaşık 18 bin, 1991’de buna 500 taksi daha ekleniyor. Bu sayıya bazı rant çevrelerinin de el altından aldığını düşünerek 20 bin dersek yanılmış olmayız. Basit bir hesapla 20 bin taksi 15 milyon kişiye hizmet ediyor. Taksilerin toplam değeri 33 milyar TL. Buradaki bir başka detay ise bizim tekel piyasasında rastladığımız korsan faaliyetlerin oluşmasıdır. Bunun sebebi bir yerde fiyatlar makul değilse orada korsan oluşumlar meydana çıkar. Korsan taksicilerin sayısının 3 ile 5 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.
Görüldüğü gibi 1965 ile 2017 arası 52 yıldır doğal olarak nüfus sürekli artmaktadır. Kişi başına düşen taksi sayısı da buradaki doğallığa ayak uydurmuş ve sürekli azalmaktadır. Nüfusun artması taksi sayısının istikrarlı biçimde artacağı yerde azalmasına rantın altın madenine dönüşmesine zemin hazırlamıştır.
1965’de İstanbul’un nüfusu 2 milyon 293 bin, bunu 18 bin taksiye oranladığımızda 115 kişiye bir taksi düşüyor.
1990’da İstanbul’un nüfusu 7 milyon 309 bin, bunu 20 bin taksiye oranladığımızda 365 kişiye bir taksi düşüyor.
2017’de İstanbul’un nüfusu 15 milyon 500 bin bunu 20 bin taksiye oranladığımızda 751 kişiye bir taksi düşüyor.
1965 ile 1990 arası fark 3 kat, 1990 ile 2017 arası fark 2 kata kadar çıkmıştır. Grafikte dikkat çekici nokta ise 1990 ile 2000 arasındaki farkın bariz bir şekilde görülmesidir. Bu fark sizi yanıltmasın! 1995 nüfus verilerinin TÜİK’ in resmi kayıtlarında olmamasından kaynaklanmaktadır. 1965 ile 1990 arasında her beş yılda bir nüfus sayımı yapılmaktadır. 2000’den sonra veriler yıllık olarak görülmektedir.
Bundan sonra, ‘Sarı’ altın madeninde fiyatların yavaş da olsa gümüşe döndüğünü göreceğiz. UBER gibi şirketler bu altın madeninden pay almaya başladı. Geçmiş yıllarda ‘Sarı’ altın madeni sahipleri devletin desteğini arkalarına almış UBER’ i yasaklatmıştı ve olaylar makul seviyedeydi. Bugün ki durumda, devletin desteği arkalarında yok ve olaylar her geçen gün artarak devam etmektedir. ‘Sarı’ altın madeni sahipleri buna ne kadar dayanıp dayanamayacağını ve devletin ya da bir başka kurumun desteğini arkalarına tekrar alıp almayacağını bize zaman gösterecek.
Bizden Bir Söz: Altın ateşte, İnsan sıkıntıda belli olur.
0 yorum:
Yorum Gönder